BUĞRA GÖKÇE GİTTİĞİNDE…
ÇANLAR ÇALDIĞINDA…
Her Belediye Başkanının başının belası Genel Sekreterler…
Başka kentleri bilmem ama bildim bileli İzmir'de bu hep böyle!
Hiç bir Belediye Başkanı ondan evvel kalan bürokrat bir genel sekreterle çalışmak istemiyor.
Seçilir seçilmez Belediyeyi biraz tanıyıp kıllandığında ondan kurtulmanın çarelerini arıyor.
Yüksel Çakmur'un Genel Sekreteri Şeref Günduru'yu Ahmet Piriştina istemedi.
Priştina’nın Genel Sekreteri Hasan Fehmi Mani'yi Aziz Kocaoğlu istemedi.
CHP Genel Merkezinin Önder Sav dayatmasıyla Ersu Hızır İzmir'e gönderildi. Sonra da Genel Sekreter yapıldı Büyükşehire. Aziz Kocaoğlu Ersu Hızır'a mecburen evet derken onun da biraz kanı bitlenince, o meşhur olaylarla Gazeteci Süleyman Gencel'e Belediye bilgilerini aktarıyor.
Kordonda Gümüş balık restorantta yemek yedi diye Ersu Hızır’ın ayağını kaydırıverdi Genel Sekreterlikten Aziz Kocaoğlu.
Halbuki öyle bir yemek yenilmemişti ama Aziz Kocaoğlu kurbanını seçmişti. Ersu Hızır gidecekti ve gitti de!
Aziz Kocaoğlu bir müddet Genel Sekreterlik işini Belediyede beklemeli memur okul arkadaşlarıyla yürüttü ama! sonunda yine Ankara’nın dayatmasıyla bu sefer de Kılıçdaroğlu ekibinin bizzat belirlediği Buğra Gökçe İzmir'e Genel Sekreter olarak gönderildi.
Şimdi sıra Tunç Soyer'de! O da kıllandı, Belediyede işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendi sandı. Gültepe'yi, Toros'u, Karabağlar, Limontepe'yi. Burası neresi demekten kurtuldu sandı. Artık kendi başına kurban kesecek, bir de Neptün Hanımın arzulu teşvikleriyle, "hadi artık yürü, kendin yürü “ ittirmesiyle.
Genel Sekreteriyle önceleri kolkola olan Tunç Soyer, etrafın goygoylarıyla da önce Buğra Gökçe yıpratılmaya çalışıldı. Aleyhine çeşitli haberler sızdırıldı. Ankaralı müteahittlere ihaleler servis edildi. Ancak bir türlü Buğra'nın ayağı kaydırılamıyordu.
Çünkü bu genel sekreterin çok kuvvetli bağları vardı CHP Genel Merkeziyle.
Sonunda ;
Elden suflörlü şikayetler başladı. Bizzat Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na gidilerek diller döküldü. Bir türlü razı edemediler Kılıçdaroğlu'nu. Buğra Gökçe’nin Genel Sekreterlikten uzaklaştırılmasına. Tunç Soyer defalarca gitti geldi Ankara'lara, CHP Genel Merkezine…
Tunç Soyer çok mızmızlanmaya başlayınca, inadında da direnince Buca Metro ihalesinin veriliş şekli de basına yansıyınca, Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından yürütülen görüşmelerle Tunç Soyer'in istemediği, bir şekilde kurtulmak istediği Buğra Gökçe İstanbul Belediyesine kaydırıldı. Eskilerde olduğu gibi bu Belediye Başkanı da sonunda Genel Sekreterinden kurtuldu.
Tunç Soyer nihayet rüştünü ispat etti. Genel Sekreter Buğra Gökçe’den kurtuldu amma!
Şimdi ne olacak ?
Olacakları da ben size söyliyeyim. Tıpkı Aziz Kocaoğlu'nun bir ara yaptığı gibi, kendine en yakın göreve getirdiği hısım, akraba, arkadaş, yoldaş, meslekdaş,
okuldaşlarla idare edecek.
Dönüşümlü Genel Sekreterlik nasıl oluyorsa ? Ama sonunda ne olacak ? Ben söyliyeyim :
Devlet memuru, bürokrat, teknokrat…
İyi yetişmiş bir Genel Sekreter Belediyenin bütün işlerini yürütür. Başarılı işleri, yatırımları, planları hayata geçirirken şanı da Belediye Başkanının olurdu.
Şimdi o olmayacak! Üstelik seçimlere iki yıldan bile az zaman kalınca işler iyice sarpa saracak. Başarısızlık paçalardan akacak…
Eee... Ben dedim yazının başlarında Buğra Gökçe kolay lokma değil. Kolayca ayağı kaydırılacak Genel Sekreter değildi. Ankara’yla çok kuvvetli bağları vardı, Genel Başkanla diyalogları, MYK üyeleriyle ilişkileri…
Hatta size birşey daha söyliyeyim, Aziz Kocaoğlu gidince Tunç Soyer isminden önce Buğra Gökçe'nin ismi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı olabilir mi? ciddi ciddi tartışılmıştı Ankara’larda.
Şimdi bi daha Eee !..
Sayın Tunç Soyer Buğra Gökçe’nin gitmesi için çok direttin. Harcanmadı İstanbul’a kaydırıldı Buğra Gökçe. Bizzat Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından. Günü geldiğinde, çanlar çaldığında, sormazlar mı sanırsın bunun hesabını sana ?