Geçtiğimiz gün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e İzmir Körfezinin aylardır leş gibi lağım koktuğunu yazmıştım.
O koku hala aşırı şekilde daha da güçlenerek devam ediyor.
3 Yıl önce seçim vaatlerinde; “ En fazla 3 yıl sonra körfezde yüzeceğim” demişti.
Buna cevap veremeyeceğini, çıkıp nedenlerini açıklayamayacağını biliyordum.
Ama bir umut belki çıkar şunları yapıyoruz ama gecikti der diye bekledim.
Belki de beni utandırır fotomontajla körfez de yüzerken bir fotoğraf paylaşır dedim.
Çok kişi kızacak bu yazdıklarıma ama gerçekten İzmir’e saygı duyan, İzmir için çalışabilecek biri mi olsaydı demeden geçemiyorum.
Şimdi gelelim seçim döneminde ki atıp tuttuğun vaatlere;
Hatırlıyor musun sevgili Soyer, 2019 yılının Şubat ayında bizi topladın, Tepekule İş Merkezi’ndeki “Cemre Buluşmaları” adı altında bize 11 başlıktan oluşan dede korkut masalları anlatmıştın.
İzmir'e ilk cemre düştü yazmıştı senden bişey bekleyenler.
Ben ve benim gibi yıllardır bu şehirde habercilik yapanlar, seni çok eski tanıdığı için bize hikâye anlatacağını biliyorduk.
Aziz Kocaoğlu’ndan bıkan bu şehir de maalesef nasıl olduysa, İzmir’i daha iyi yönetebilecek, potansiyeli daha yüksek olan sayısız isimler varken Seferihisar’ı adeta yok eden Soyer seçilmişti,
Ben partili değilim ama İzmir aşığı bir gazeteci olarak şok olmuştum.
Meğer olaylar farklıymış.
İzmirli olmayan “ 2 Tuncay” vakası, yaşadığımız şehri her anlamda kanalizasyon kokan bir duruma getirdi.
Önümüzdeki hafta bunları yazacağım.
Biz gelelim pansumancı Başkan Soyer’in 3 yıl önce hepimize okuduğu masallara;
Bizler inanmadık zaten biliyorduk Seferihisar’da olan biteni.
Kendi tatil köyünü kimlere nasıl ve ne için verdiğini.
Ama takdir İzmir halkınındı.
AK Parti gelmesin, Cumhurbaşkanı sevinmesin diye, oy verecek de başka isimler aday çıkmayınca mecbur kaldılar CHP’ye oy vermeye.
Soyer sanıyor ki kendisi aldı oyları!
Maalesef böyle değil işte.
Gelelim pansumancı masallarına;
2019 yılının 26 Şubatında Medyayı topladı, Tepekule Kongre Merkezine.
Bütün medya Kocaoğlu’ndan bıktığı için “1.Cemre düştü” diye herkes manşetini attı.
Cemrelerle başladı masallar.
Bu cemrelerde neler vardı bi hatırlayalım.
Bakın en büyük masal “İzmir’i kapalı kapılar ardında yönetmeyeceğiz” demişti.
Büyükşehir Meclis Muhalefetinde ne kavgalar yaşandığını hepimiz görüyoruz.
Bakın Buca Metrosu; ihaleye verilen rakamla, maliyet arasındaki fark her şeyden önce genel sekreteri ve başkan yardımcısını yedi.
Neden biliyor musunuz?
Hiçbir hesap bilmez Tunç Soyer,
Ne inşaat maliyeti, ne bütçe maliyeti, ne hesap maliyeti, O sadece para harcamayı bilir.
Ama çarçur edilen İzmirlinin parasını da pansumancı medyasıyla yok bisiklet şehri, yok elektrikli araç şehri, kelebekler böcekler işte.
Hani İzmir "AŞK" ile yönetilecekti.
Kime sorsam, yakınları dahi telefon aşkı bile yaşayamıyormuş pansumancı başkanla.
Kimsenin telefonlarına çıkmıyor iddiaları var, ilçe belediye başkanlarına bile siz düşünün işte.
Süt Kuzusu projesini büyütecektin ne oldu başkan? ne kadar büyüttün? Deme sonra maliyetler falan. Sen koskoca Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinin başkanısın burada mı hesap tutmadı, yoksa en yakının yıllardır Tire süt kooperatifini başarıyla yöneten başkanı istemedi mi?
Eşinin kooperatifiyle 225 bin çocuğa süt dağıtılacaktı, gerçekten kaç çocuğa ulaşıyorsunuz bi anlatsanıza Cemre toplantısı gibi sunumlarla.
Burada da pansuman yapıldığını ileriki günler de göreceğiz.
Kooperatifleri e-ticaret ile ülkeye ve dünyaya açacağız demiştin!
Nereye kadar açtın bir söyle de biz de bilelim.
İzmir Büyükşehir bütçesi beğenmediğimiz Kocaoğlu dönemiyle arasında ne kadar fark var gel de bir gün ben anlatayım sana.
Bak Kocaoğlu nereye gitse alıyordu krediyi, kredi kuruluşlarının göz bebeğiydi İzmir Belediyesi.
Ne hale getirdiğinin farkında mısın İzmir’i?
Bunun için de pansumanın belli, at suçu genel yönetime, hükümet krediyi engelliyor muş.
Bugüne kadar hiç dik duramadın, herkesin karşısında durmadan eğiliyorsun. Çav Bella ile yönetilmez bu büyük şehir.
İzmirliye yazıktır, günahtır.
Gün gelir bunun altından kalkamazsın Pansumancı Başkan demedi deme…
Tam yazımı bitiriyordum ki bir haber düştü..
Emekliler Soyer'e seslendi: Başkan sözünü tut!
Bunu da bir sonraki yazıya saklayım..