Şaka gibi inanın ne yazacağımı şaşırdım.
Hata sonu ve bugün ne yazacağımı düşünmekten aklım karıştı.
O kadar çok bilgi geliyor ki, ben araştırmaya yetişemiyorum.
Herşeyi çok bilen ama batıran Belediyeciliğin Efendisi, Başkan Tunç Soyer’in anlaşılmayan ve hiç korkmadan en önemlisi CHP’ye oy veren İzmir halkından utanmadan yaptıkları artık bıktırdı.
Seferihisar’da ki bu efendinin tatil köyündeki sit alanın talan etmesi mi,
Çeçen Gruba bedava gibi verdiği bir daire parasına “ada”yı mı,
Seferihisar Belediye Başkanı’yken Kazak’lara verdiği yerin Arkeolojik Sit alanın da 8 adet
su kuyusu mu, yoksa tarihi eser olan çöp kutusu olarak kullanılan kral mezarları mı,
Kazak Grubun Mafya vari şekil de sit alanda ruhsatsız inşaat yapmaları mı,
Seferihisar’lının tek denize girilecek Ekmeksiz plajının yasadışı peşkeşi mi,
Yoksa Restoran ruhsatıyla %8 KDV ile kestiği konaklama faturaları mı,
Süt Kuzularını mı, yoksa bugünlerde birkaç gün de çıkan benzin istasyonu ruhsatı mı,
Daha yazarım da bunları tek tek işleyeceğim önümüzde ki günler de.
Turizmci diye geçinen artık başkan demeye de dilim varmıyor ama İzmir’i batırmaya karar vermiş bir şahsiyet diye devam edeyim yazıma.
İki gün önce bir muhabirim Kuşadası’na gidiyor.
Efes Antik Kenti yakınında bir Halı Köyü’ne uğruyor.
Bir grup ile Turizm Sektörü konusun da haber yapılmasını istemişti Genel Yayın Yönetmenim.
Bir telefon geldi muhabirimden “Abi bizi içeri almıyorlar” diye.
Zaten turizm sektörü son 2 yıldır kötü günler geçirdi, acaba dedim bu büyük firmaya bir şey mi oldu.
Ben yöneticileri eski tanırım aradım ; İçeri de Yemek var dediler.
Şok oldum.
Hayırdır kardeşim dedim, halıcı da ne yemeği?
Çünkü Halı Köy’üne, halı almak için gidilir, burada yemek olmaz.
Meğer bizim ballı kaymaklı ekibimiz oradaymış.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yurt dışından gelen misafirlerini bir turizm firmasına vermiş benim Belediyenin Efendisi Soyer.
Bir organizasyon firması ismi verdiler büyükşehir misafirlerini gezdirme işini alan.
Araştırayım dedim kimdir bunlar diye.
Belediyeciliğin Efendisi Soyer’in arkadaşlarıymış meğer.
Buna da razıyım dedim bal tutan parmağını yalar yada her yönetici kendi ekibiyle çalışır.
Hemen TURSAB İzmir Başkanı Kıvanç Meriç’i arattım arkadaşımıza.
Sorun dedim bu tür işler için ihale olması lazım,
Tursab’ın haberi olmadan bu tür ihalelere çıkmak yasal değildir.
Belediyenin Efendisi Soyer, Tursab’a sormamış bile.
Şimdi bu ballı kaymaklı tur işini alan arkadaşlar 2011 yılında Aziz Kocaoğlu dönemin de yargılanan hatta cezaevin de yatan arkadaşlarmış.
Bu ihale yapıldıysa bu arkadaşlar kendi içlerin de yapmış olabilir mi diye ben buraya yazayım,
Gerisini savcılık ve değerli AK Parti ve MHP yöneticileri hallederler sanıyorum.
MHP Yöneticilerine de bir sitemim var,
Belki diğerleri o milliyetçilik duygularını pek ciddiye almazlar ama, İzmir Büyükşehir Belediyesin de Kürtçe Hizmet verilmeli söylemi iddiası bana ağır geldi.
Soyer Efendi daha önce aynen söylemişti; “Kürtlerin Anadilinde Kamusal hizmet isteğinin çözümünü sadece Ankara’nın insafına ve tasarrufuna bırakacağımız aşamayı geçtik."
Bunu da bir kenarı yazıyorum.
Ne güzel yazmışsın keşke seferihisar eski AKP ilçe başkanı Hamit Nişancı'nın belediyeden aldığı ihaleleride yazsaydın o zaman objektifjliğine inanırdım. Sen yinede sana her söylenene inanma klavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz.